USTA İŞÇİ DAEDALUS

Daedalus ismi, mitolojiden İkarus’un babası Daedalus’dan gelir ve anlamı ustaca işlenmiş ya da işleyendir. Tıpkı tasarımcıları Nazar Şigaher ve Emre Evrenos gibi. Formların geometrisini ustaca kullanan ve bunu yaparken farklı malzemeleri yine ustaca bir araya getiren ikili, hem kendi markaları için ekip arkadaşları, hem ayrı ayrı birer yaratıcı çizgi, hem de tasarım danışmanlığı konusunda birçok kişi veya firmaya yol gösterebilecek birer eğitimci. Yani hem bütünleşik, hem de ayrışık bir ikili. Hatta bu iki tasarımcı kendi mobilyalarını kendi isteklerine göre üretebilmek için kendi üretim atölyelerini kurmuşlar; tasarımcı olarak üreticiliğe de soyunmuşlar. Birinci yaşlarını yeni kutlayan bu ikili ile uzun zamandır tanışıyoruz.

ana_3

Kendilerini ve tasarım anlayışlarını Dezinti gözüyle analiz edecek olursak şöyle bir tanım bulutu çıkartırız:

Tasarımcı Nazar Şigaher’in anahtar kelimeleri taşıyıcı sistem ögeleri; onları mobilya ölçeğinde  çıplakça öne sürüyor, açık bırakıyor veya yatay düzlemlerle veya çerçevelerle birbirine bağlıyor, farklı taşıyıcı sistem arayışlarına giriyor ve adeta bir nesne-bina oluşturuyor. Yatay ve düşey düzlem ve elemanların kesişim ve açı kompozisyonları tasarım gözünün temel girdileri. Farklı açılarla mekanı doldurma hissi yaratan tasarımcı, açılarla malzemeleri birleştirme maharetine de sahip.

emre_evrenos_300Tasarımcı Emre Evrenos’un anahtar kelimeleri ise kuvvetli grafik etkisi ile çok amaçlı, açılı düzlemli, deformatif kullanım yüzeyleri yaratmak. Bir diğer deyişle yüzey arayışları, asimetri ve aks kayması, malzeme ikiliği tasarımcının ürünlerinde görülebiliyor. Evrenos özellikle çoklu kullanım, organizasyon, düzen, düzen içinde dağılım gibi unsurları mekan içinde fazlaca hissettiriyor. Tasarımlarında kullanım kolaylığı ön planda; hafiflik ise en belirgin önemdeki sıfatlardan biri. Çizgisel sürdürülebilirliği olan formları seçiyor, malzemede bütüncüllüğü önemsiyor; bu anlamda esnek ve kullanıcısına göre değiştirilebilir ek malzeme seçimi olanaklarını sunuyor. Taşıyıcı sistem konusunda Nazar Şigaher gibi sistem dışavurumunu seviyor ve arkaik denge unsurlarının sadelikle kullanıldığı taşıtıcı sistem kurgularına sahip. Özellikle iç ve dış mekan ürünleri bir arada çözümleniyor tasarımcının ellerinde.

Gelelim kendi dillerinden tasarımcı kimliklerini dinlemeye. Keyifli okumalar!

birlikte_1-tile

birlikte_3-tile

Dezinti: İlk ne zaman bir tasarımcı olduğunuzu fark ettiniz?

Nazar Şigaher: Bana tasarımcı dendiği zaman.

Emre Evrenos: Üniversite 2. sınıfta mobilya tasarlamak istediğimi anlamıştım, fakat 2005 yılında Ahmet Kaleli için tasarladığım “Totem ” isimli koltuk benim için asıl başlangıçtır. İlk defa bu ürünle farkedilmeye başlandım.

Dezinti: 2014 yılında işlerinizde yansıtabileceğiniz başka hangi tarafınızı daha keşfetmek isterdiniz?

NŞ: Cesur yanımı.

EE: Geçtiğimiz sene içerisinde İTÜ İç Mimarlık Bölümünde jüriye davet edildim. Ve aslında birikimi paylaşmanın ne güzel bir duygu olduğunu gördüm. Sanıyorum 2014 de biraz bunun üzerine eğileceğim.

Dezinti: Dünyanın nereleri daha sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor?

NŞ: Öncelikle, suya kıyısı olan her yer.

EE: Çok büyük bir eksiklik olarak gördüğüm ve aslında İstanbul’un hemen hemen aynısı olduğuna emin olduğum New York listede ilk sırada.

duvar_1-tile

Mesleğimde gelmek isteyebileceğim en son yere geldim diyebilirim

Dezinti: Yaratıcılığınızı cilalamak için ne yaparsınız; nasıl bir içsel motivasyon tarif edersiniz?

NŞ: Zaman ayırdıkça yaptığım iş daha da olgunlaşıyor.

EE: Günlük koşturmalar arasında gerçekten insanın bazı tarafları körleşebiliyor. Dingin ve sakin zamanlarda gerçekten zihnim çok daha farklı çalışıyor. Yaratıcılık da direkt olarak buna bağlı; en azından benim için.

Dezinti: Mesleğinizde gelmek isteyebileceğiniz en son yer neresi olurdu?

NŞ: Yapabildiğim kadar fazla ve farklı alanlarda tasarım yapabilmek.

EE: Aslında geldim diyebilirim. Tabi bunun kademeleri var. İnsan yaptığından emin olduğu zaman mutludur. Mutlu olduğu zaman her anlamda ilerlemeye başlar.

Dezinti: Biraz da idolleriniz; en sevdiğiniz tasarımcı kim? Yerinde olmak istediğiniz kişi kim olurdu?

NŞ: Arik Levy, Konstantin Grcic, Bouroullec kardeşler beğendiğim tasarımcılar arasında sayabileceklerim.

EE: Modern zamanlarda muhakkak çok yetenekli tasarımcılar var. Fakat benim asıl ilgimi çeken genel bakış açıları. İdollerim çok eskilerden. Olmak istediğim kimse yok.

gitar_1-horz

Dezinti: Sizi en çok hayrete düşüren şey nedir?

NŞ: Beklemediğim şeyler.

EE: Millet olarak herşeye inanılmaz hızlı şekilde adapte olabilmemiz.

Dezinti: Sosyal medya hakkında neler düşünüyorsunuz? Nasıl kullanıyorsunuz?

NŞ: Ortalama bir kullanıcıyım. Sosyal medya herhangi birinin mümkün olduğunca çok kişiye ulaşabilmesinin önemli bir yolu.

EE: Son derece önemli. Hatta olmazsa olmaz. Aktif şekilde takipteyim fakat çok paylaşımcı olduğum söylenemez.

masaisik_1-tile

Some Lamp

Yeni bir tasarım akla girip başa düşünce başarı perim “yap da görelim!” diyor

Dezinti: Sizce günün en güzel saati nedir?

NŞ: Keyfimin yerinde olduğu saatler.

EE: Belli saatler favorim gerçekten. Sabahın tazeliği hiç birşeyde yok.

Dezinti: Ofisinizde bir gün nasıl geçiyor; örneğin sabah ilk yaptığınız nedir?

EE: Benim için gün erken başlıyor. Bazen o kadar koşturmalı geçiyor ki ofisi özlüyorum. Genel olarak çok keyifli. Sürekli güzel müzik ve güzel kahve J Sabah ilk yaptığım ise derin bir nefes.

NŞ: Mailleri kontrol etmek.

Dezinti: Çay mı kahve mi?

NŞ: Kahve

EE: Tabi ki kahve

Dezinti: Rutinleriniz?

EE: Çaktırmıyorum ama genel yaşantım rutinler üzerine kurulu.
NŞ: Aklıma gelen bir rutinim yok

Dezinti: Vazgeçemedikleriniz?

NŞ: Ofiste müzik

EE: Spor

DSC_1374-horz

Dezinti: Batıl inançlarınız, takıntılarınız?

EE: Olmasını beklediğim şeyleri kesinleşmeden fazla paylaşmam. Büyüsünü bozmak istemem.

NŞ: Yok.

Dezinti: Hangi tınılar gönlünüzü okşuyor?

EE: Müzik hayatımda çok önemli bir yer kaplıyor. Dinlemeyi ve kendimce üretmeyi çok seviyorum. Gitar ve buna bağlı olarak blues ve jazz favorilerim.

NŞ: Farklı olan tınılar gönlümü okşuyor.

Dezinti: Sizi oyalayan ve pişmanlık yaratan şeyler?

NŞ: Faydası olmayan çabalar sanırım.

EE: Genel olarak çok pişmanlık duyduğum bir şey yok. Pişmanlıklar sırttaki yüktür.

Dezinti: Yeni bir tasarım akla girip başa düşünce başarı periniz ne diyor?

NŞ: “Yap da görelim” diyor 🙂

EE: “Bazen üstüne biraz düşün” diyor, bazen de “uyku haram” diyor.

duvar_2

Tasarım üretildikten sonra sanki ben yapmamışım gibi hissediyorum. Övgü alıyorsam da o bana değil, işe geliyormuş gibi hissediyorum.

Dezinti: İç mimari projelerinizde hangi alanlarda projeler üretiyorsunuz daha yoğun olarak?

NŞ: Mağaza, ofis, otel, konut

EE: Projeler genelde birbirini kovalar. Bir otel projesini alırsınız, hemen ardından ikincisi gelir. Bu aralar ofis projeleri ardarda geldi. Ama tabi sıralama çoğu zaman elimizde olmuyor.

Dezinti: Özellikle beslendiğiniz yayınlar nedir? Tasarım / mimarlık yayınlarının isimleri?

EE: Net olarak söyleyebileceğim ve her ay takip ettiğim yayın olarak Wallpaper Magazine’i söyleyebilirim. Tek başına tasarım, tek başına sanat veya moda değil, genel olarak hepsini kapsayan yayınları takip ediyorum. Yerli olarak XOXO’yu oldukça beğeniyorum.
NŞ: Sürekli takip ettiğim bir yayın yok

Dezinti: İşlerinizi özetleyen kelimeleri sayarsak; neleri katarız?

EE: Gerçekten ben de bilmiyorum. Genel olarak bu işte bakış acısı önemli. Malzemeler, renkler, konseptler değişkendir. Ama belli bir mekan anlayışım olduğunu söyleyebilirim.
NŞ: Metodu olan, yeniyi arayan her şey işlerimizi kapsıyor sanırım.

Dezinti: Ürünlerinizde kullanmayı en çok sevdiğiniz malzeme nedir?

NŞ: Tasarımın gerektirdiği her türlü malzemeye yönelebiliyoruz.

EE: Her malzemeyi yerine göre seviyorum. Doğal malzemeler diye klişe bir cevap vermeyeceğim. Ama malzemenin doğası gereği sağladığı özellikleri öne çıkartmayı seviyorum.

bkoltuk

Inn Koltuk

Dezinti: Tasarımlarınızı en çok etkileyen etmen nedir? Ya da şöyle de sorabiliriz; hayatınız boyunca işinize / yaratım sürecinize etki ettiğini düşündüğünüz “şey/durum/kişi/duygu” nedir?

NŞ: Mantığım 🙂

EE: Kimi zaman dizginlemeye çalıştığım eleştirel bir tarafım var. Millet olarak herşeyi eleştirir, herşeyi “çok iyi” biliriz. Farkımızın eleştirdiklerimizi nasıl düzelttiğimizde olduğunu düşünüyorum. Öyle olmalı bence.

Dezinti: Size bugüne kadarki en büyük özgüveni ve doygunluğu sağlayan işiniz ne oldu?

EE:Birşeyler başarmak her zaman için tarifsiz bir duygudur. Tasarladığım bir sehpa vardı. Ve mağazaya gelen bir hanımefendi bir arkadaşına doğumgünü hediyesi olarak benim sehpamı seçti. Mutluluğumu tarif edemem. Bu benim için önemli anlardan biridir.

NŞ: Tasarım üretildikten sonra sanki ben yapmamışım gibi hissediyorum. Övgü alıyorsam da o bana değil, işe geliyormuş gibi hissediyorum.

Dezinti: Hangi kültürlerle ortak bir şeyler peşindesiniz?

EE:Modern bakış açısı olan her kültür.

NŞ: Farklı olanlarla.

isik_2-horz

Flake Lamba

Yapmadığım bütün projeler ilgimi çekiyor

Dezinti: Projelerinize başladığınız masa hangisi? Bitirdiğiniz yer neresi?

EE: Başlangıç da bitiş de zihinde olmalı. Bazı işleri başlamadan bitirebiliyorsunuz kafanızda.
NŞ: Bence de kafamda başlıyor, kafamda bitiyor.

Dezinti: İşlerinizi kimlerle tartışırsınız? Özellikle kimlere danışır, kimden “onay” almak istersiniz?

EE: Genelde kimseyle. Çünkü duyacağım şey genel olarak insanların kendi fikridir ve kendine göre yorumlarlar. Ben olmaktan çıkmamalıdır. Ama bir ortaklık yürütüyorum. Nazar’in fikirleri her zaman benim için önemlidir. Çoğu şeyde ortak karar alıyoruz.
NŞ: Ben ise ilk gördüğüm herhangi birine danışırım 🙂

Dezinti: Hayallerinizi süsleyecek proje ne olurdu?

NŞ: Yapmadığım bütün projeler ilgimi çekiyor.

EE:Takip ettiğim ve bir parçası olmak istediğim belli markalar var. Tasarımlarımın bu firma koleksiyonlarında yer alması süper olurdu.

bisiklet_2-horz

Dezinti: Kariyer çizginizde bir “evrim” ve “devrim” tanımlayabilir misiniz?

EE: Evrim olarak geçen her sene, yapılan her proje, tasarlanan her ürün. Devrim henüz olmadı.
NŞ: Kariyerim sürekli evrilmemden oluşuyor.

Dezinti: Tasarım-konjonktür ilişkisinde; kendi tasarımlarınızı hangi kelimelerle ifade etmek isterdiniz. Savaş, barış, sol, sağ, vb?

NŞ: Felsefi ve akılcı olarak ifade ederdim.

EE:Yaklaşım olarak toplumun eğitilmesi (estetik anlamda) gerekliliğine inanıyorum. Tasarımın moda olan ve sadece imkanı olanın kullandığı birşey olmaması gerekiyor. İnsanlar zevkleri doğrultusunda seçim yapmalı, fiyatlar doğrultusunda değil.

pan_1-horz

Inn Koltuk, Platt Orta Masa ve Pan Sehpa

Bizdeki örnekler kentleşme değil. Öğütme. Derhal durmalı ve olana sahip çıkmalı önce.

Dezinti: Sizce global gündemin şekillendirdiği kullanma eğilimleri nasıl?

EE: Süper hızlı bir tüketim var. Modern yaşamın geneli böyle. Genel geçerlilikler gözardı edilmemelidir. Herşeyi fastfood tadında algılamamak lazım. Sanıyorum tersine bir hareket başladı.
NŞ: Pratik, kullanışlı, zaman almayan, komplike olamayan şeyler sanırım.

Dezinti: Kentleşme hakkında düşünceleriniz?

NŞ: Bence artık daha fazlasına gerek yok.

EE:Kentleşmeyi ne olarak gördüğümüzle alakalı bu. Bizdeki örnekler kentleşme değil. Öğütme. Derhal durmalı ve olana sahip çıkmalı önce. Sonra hak ediyorsa o bölge şehirleşmeli.

Dezinti: Daedalus hakkında bir özeleştiri yapmak gerekirse?

EE: Çok mütevazı bir firmayız. İyi işler yapmaya çalışıyoruz. Ve yapıyoruz da. Bunun değerini bilenlerle çalışmamız lazım.

NŞ: Mimarlık ofisleri ve tüketiciler içerisinde bilinirliğimizi daha fazla artırmamız gerekiyor.

pencere_1-horz

Nazar Şigaher

2006 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç Mimarlık bölümünü bitirdi. Öğrenimi süresince ve devamında birçok mimarlık firmasında çalışan tasarımcı, mobilya tasarımına ağırlık verdi. Tasarımlarından ”Over” isimli oturma sistemi, Derin firmasının 2006 Koleksiyonunda yer aldı. ”Over”, Milano Design Week ve New York ICFF’de sergilendi. Tasarımcı, aynı yıl Wallpaper dergisi tarafından “Türkiye’den Gelecek Vaat Eden 10 Tasarımcı” arasında gösterildi. Bugüne kadar bireysel veya grup olarak iş ürettiği etkinlikler arasında, Street Design Week, Sinop Bienali ve Fabrika Günleri 2 yer almaktadır.

Emre Evrenos

1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık bölümünü bitirdikten sonra, Milano Scuola Politecnica di Design’da iç mimari yüksek lisansı için İtalya’ya gitti. Bu dönem içerisinde, Salone del Mobile’de Monica Armani standında yer aldı. Yine aynı dönemde Marco Piva Studio ile Venedik’teki bir otel projesi ile ilgili çalışma fırsatı buldu. Ülkeye döndükten sonra çeşitli mimari ofislerde projecilik yaptı. Fakat asıl tutkusu olan mobilya tasarımına ağırlık vermeye karar verdi. Moskova’da özel bir projede, proje müdürü olarak geçirdiği birbuçuk yıl hariç, 2005 yılından beri profesyonelce mobilya tasarımı yapmakta.

photo 4

JR Koltuk ve Some Lamp

poster_1-horz

ana_3

poster_5

Hull Sandalye